“Risk altındaki gençlik” olarak adlandırılan Matt Rutherford, Kuzey ve Güney Amerika’da tek başına ve durmadan ilk yelken açan kişi olmak için ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Profesyonel denizciler onu çılgın olarak adlandırdılar ve yolculuğa “intihar görevi” adı verirler. Kuzey Kutbu’nun buzdağlarına ve Cape Horn’un fırtınalı denizlerine cesur olmak, en deneyimli denizci için bile kolay bir başarı değil.
Matt’in çocukluğu engellerle doluydu. Belirsiz bir Hıristiyan tarikatında büyürken, hayatı evde ve okulda zorlayıcı hale getiren öğrenme güçlükleriyle mücadele etti. Matt genç yaşlarının çoğunu, okuldan çok sokakta geçirdi. 17 yaşında bir hapishane hücresinde otururken bir tezahürü vardı ve hayatını değiştirmeye başladı. Rutherford internette görülmeyen ilk yelkenli manzarasını satın aldı ve anında yelken açmayı öğrendi. Dört yıl sonra ABD’den Avrupa’ya, Batı Afrika’ya ve Atlantik boyunca Karayiplere kadar tek elle bir yolculuğa çıktı.
Ernest Shackleton ve Arctic kaşiflerini okuduktan sonra Matt, Kuzey Kutbu’ndan Atlantik’i Pasifik’e bağlayan en çok buz tıkanmış rota olan Kuzeybatı Geçidi boyunca yalnız yelken açmak takıntı hale geldi. Bu takıntı 27.000 millik bir görev haline geldi ve durmadan Amerika’yı dolaşan ilk denizci oldu.
Okyanustaki Red Dot sürprizlerle doludur. İlham vermenin ötesinde, hepimizi hayal edebileceğimizden daha fazlasını yapabileceğimizi ve dayanabileceğimizi hissettiren bir film.
